MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Belki bugünden sonra tarihin akışı daha farklı olacaktır. Belki bugünden sonra ülkemin şafağı bir başka sökecektir. Belki bugünden sonra Türkiye’nin prangaları tamamıyla kırılacaktır.'' sözleriyle başladığı partisinin gurup toplantısındaki konuşması, "Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa; gelsin DEM Parti TBMM Grup Toplantısı'nda konuşsun, terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın" sözleriyle sürdü.
Bahçeli, Öcalan'ı Türkiye Büyük Meclisi’nde konuşmaya davet etti.
Açılım sürecinde, çıtayı en yüksek noktaya koydu yani.
Yaşanmakta olan sürece ''Açılım Süreci'' deniliyor ki; üçüncü defa deneniyor.
İlki, devlet yetkililerinin Oslo'da örgüt yöneticileriyle görüşmesiyle başlamış, Dolmabahçe süreciyle devam etmişti.
Bir dönem seçim afişlerinde ''Analar artık ağlamayacak'' dendi biliyorsunuz.
Bahçeli, TBMM'de DEM Parti'lilere mecliste uzattığı elle başlayan süreç, dünkü konuşmasındaki, ''Bu çağrımın içyüzünü henüz anlamayan, anlasa bile işine gelmediğinden saptırmaya çalışanlar çok sayıdadır. Türk ve Türkiye Yüzyılında terörü sıfırlamak, milli birlik ve beraberliği çelikleştirmek amacına matuf ikinci hüküm cümlem şöyledir:
Terörist başı işin içinde olmazsa bir şey çıkmaz diyenlere de sesleniyorum; şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın.'' cümleleriyle doruk noktaya ulaştı.
Bu köşede Cumartesi günü yayınlanan ''Nasıl bir çözüm süreci'' başlıklı yazımda, ''Birçok insan gibi ben de konuya ihtiyatla yaklaşıyorum.
Ki;
''Çözüm, neye rağmen'' sorusu benim de zihnimi kurcalıyor.
Kaldı ki;
DEM Parti de, Bahçeli tarafından uzatılan eli 'amasız, fakatsız' bir anlayışla sıkmak yerine çözüm için İmralı'yı adres göstermesi, süreci ülkeyi gerecek bir pazarlığa itme girişimi olarak da yorumlanabilir pekala.
Ki;
Kişisel olarak, süreci ihtiyatla karşılama durumum da bundan dolayıdır. 40 yıldır süren ve on binlerce şehidimizin toprağa düşmesine arıca, ülkemin milyar dolarlık kaynağının yok olmasına sebep olan bu durumun çözüme ulaştırılması zor elbette.
Bu nedenle, çözüm sürecine dair atılacak ilk adımda uzatılacak el, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli dışında kim tarafından uzatılırsa uzatılsın, o eli yakar.'' ifadelerini kullanmıştım.
Nitekim öyle oldu.
Adına ''Çözüm Süreci'' denilen gelişmelerde, Bahçeli kimilerine göre 'çılgınca', kimilerine göre ise 'cesurca' bir hareketle süreçte çıtayı en yüksek noktaya koydu.
Bahçeli'nin çıkışına ilk tepkiler, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve Türkeş'in kızı İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş'tan geldi.
Türkeş, Bahçeli'yi ''Kulaklarıma inanamadım… Bebek katili, terörist başını meclise davet edip konuşma yapmasını isteyen ve UMUT HAKKINDAN yararlansın diyen Devlet Bahçeli’yi kınıyorum. Herkes oturduğu koltuğun sorumluluğunu taşımakla mükelleftir. Kimse Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ’in koltuğunda oturup teröre yandaşlık yapamaz.. TBMM’de yeteri kadar terörist varken birde onların elebaşını meclise sokmak kimsenin haddi değildir. NOKTA.. '' sözleriyle sert biçimde eleştirdi.
Bu durumda, Bahçeli'nin Öcalan'ı TBMM'ye davet eden çıkışına CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in ne tepki vereceği de merak ediliyordu. Özel, gurup konuşmasında, "Türkiye'de bir daha kan akmayacaksa, anaların gözyaşı duracaksa, Kürdün de Türkün de anasının gözünden akan yaşlar duracaksa, askere namlu doğrulmayacaksa bunun için söylenen her söz ve aktör kıymetlidir. Geçmişte yaşadıklarımıza rağmen bu sözlere kıymet veriyoruz. Bu ülkede terörün bitmesine biz tam destek vereceğiz.'' diyerek, dolaylı desteğini açıklamış oldu.
Şimdi ne olacak:
Türkiye, Bahçeli'nin Öcalan'ı, TBMM'de DEM Parti'nin kürsüsüne davet ettiği çıkışıyla ilgili konuşması bir süre gündemin ilk maddesi olacaktır.
Sert sözleri de, destek açıklamalarını da işiteceğiz.
Süreç çözüm noktasına gelirse işte o zaman Bahçeli'nin de, konuşmasında altını çizdiği 'Umut Hakkı' , yani TBMM'ye sunulan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla da yargılanıp hapse mahkum edilenlere, iyi halden salıverilme veya ev hapsi ile cezanın çekilmesine imkan veren yasa teklifinin görüşülmesine evirilecektir.
Olur mu?
Öcalan'a TBMM'de DEM Parti'nin gurup toplantısında konuşma ve terörü bitirme çağrısına dönük konuşma izni verilir mi bilmem.
Sürecin nerelere evirileceğini hep beraber izleyeceğiz.
Ve fakat.
Özgür Özel'in de konuşmasında değindiği gibi ülkemde bir daha kan akmayacaksa, anaların gözyaşı duracaksa, Kürt ve Türk anasının gözünden akan yaşlar duracaksa, askere namlu doğrulmayacaksa bunun için söylenen her söz ve aktör benim için de kıymetlidir elbette.
Ve fakat.
Bir taraftan ''Neye rağmen bir çözüm?'' sorusun sormaya ve sürece ihtiyatla yaklaşmaya devam ederken, bir taraftan da ''İngiltere İra’yla, İspanya ayrılıkçı terör örgütü Eta’yla masaya oturdu, İspanya ne kaybetti İspanya'lığından ve İngiltere ne kaybetti İngiltereliğinden'' demeye devam edeceğim.